• Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yeniden Refah Partisi (YRP)

Yeniden Refah Partisi (YRP) - Ekonomi Vaatleri - 2023

Yeniden Refah Partisi (YRP) - Ekonomi Vaatleri - 2023

Ekonomi politikalarımızın büyümeyi hızlandırmak adına gerekli sermayeyi hızlı temin etmek için yoğun dış borçlanmaya odaklanılması ve dış kaynaklı sermayenin döviz getirisi olmayan ihracat dışı sektörlere ve özellikle alt yapı yatırımlarına kullanılması ödemeler dengesini bozmuş ve cari açık üreten büyüme modeli oluşmuştur. Böylece başlangıçta tercih olan yüksek faiz düşük kur politikası bir zaruret haline dönüşmüş ve ekonomiyi ağır borç ve borç faizi servisi altına sokmuştur.


Uzun vadeli stratejik planlama ve programlama gerektiren ve geri dönüşü görece daha uzun vadede gerçekleşen yatırım harcamaları yerine kısa vadeli taleplerin artmasıyla oluşan ve etkisi hemen oluşan tüketim harcamaları özendirilmiş ve açıktan teşvik edilmiştir. Dolayısıyla katma değeri yüksek ürün ve bu ürünleri yapabilecek nitelikli işgücü değil niteliksiz işgücü üreten ekonomik yapı ortaya çıkmıştır. Nispeten yetersiz olan yatırım harcamalarının büyük çoğunluğu konut, yeni inşaat ve alt yapı yatırımlarına kanalize edilmiştir. Dolayısıyla üretime, nitelikli istihdama, teknolojiye ve verimliliğe gerekli önem verilememiş ve Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesini gelişmiş ülkelerin seviyesine yaklaştıracak atılımlar gerçekleştirilememiştir.

Nitelikli işgücünü kaybeden, teknoloji geliştirme ve verimlik arayışından uzaklaşan, üretim yapısı yatırım ve ara malı üretiminden nispeten kopmuş ve küresel manada rekabet gücü oluşturabilmek sadece ucuz işgücüne ve yüksek kur politikasına indirgenmiş ve son on yılda bu politikalar zarurete dönüşmüştür. Bu yaklaşım beraberinde mutlak fakirliği getirmiş ve toplumun tüm kesimlerinde hissedilmeye başlamıştır.

Yeniden Refah Partisi olarak diyoruz ki; genel görünümünü ortaya koyduğumuz ve Türkiye’nin kalkınma hamlelerini destekleyemeyen;

  • İstihdam Politikalarını,
  • Ücret Politikalarını,
  • Borçlanma Politikalarını,
  • Para Politikalarını ve
  • Kalkınma Politikalarını

değiştireceğiz ve sağlam bir ekonomi inşa edeceğiz. “Önce insan” ilkesini tam manasıyla hâkim kılacağız. Önceliği sermaye olan ekonomik sistemin hizmetine sunulan insan kaynağı ve işgücü yönetimine değil insanımızın saygınlık, onur ve refahına hizmet edecek ekonomik sistem kurmaya odaklanacağız.

Sistemi değil insanı merkeze alan, hak ve adalet ekseninde sadece üretim odaklı devleti ve milleti borca esir etmeyen, kendi kaynaklarıyla yatırım, üretim, ihracat yapabilen, istihdam üreterek sürdürülebilir ekonomik büyümeyi temin edecek yeni bir ekonomi inşa edeceğiz. Böylece istikrarlı, güçlü ve dışa bağımlı olmayan bir ekonomik yapı içerisinde bütün vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının kolay, bol, ucuz ve kaliteli olarak karşılanabildiği refah toplumuna geçeceğiz.


Yeniden Refah iktidarında,

  • Herkesin isteyerek çalıştığı saygın bir işi olacak, herkesin insanlık onuruna yakışır bir ücreti olacak ve herkes emeğinin karşılığını tam olarak alacaktır.
  • Türkiye ekonomisi planlı ve programlı işleyecek, borçlanmadan üreterek büyüyecek ve yüksek teknoloji ihracatıyla zenginleşecektir.

Yeniden Refah Partisi iktidarında, devlet ayrıcalıklı bir azınlığın menfaati için değil, bütün vatandaşların iş bulup çalışabilmesi ve üretime katılabilmesi için ekonominin isleyişinde aktif rol alacaktır. Türkiye ekonomisini aziz milletimizin her ferdine isteyerek çalıştığı saygın bir iş imkânı oluşturabilir duruma getirmek tek önceliğimiz olacaktır. Tam istihdam politikası ekonomi politikalarımızın temelini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda ekonomi politikaları eğitim, bilim ve teknoloji, sanayi ve ticaret politikaları ile bütünlük arz edecek şekilde eş zamanlı ve birlikte planlanacak ve uygulamaya konulacaktır. Kurulacak bilim kurulları marifetiyle bilime, akla ve en önemlisi Türkiye şartlarına en uygun planlamaları yapacağız.

Sadece ve sadece çalışmayı ve istihdamı özendireceğiz, her türlü işsizliği önleyici adımları atacağız. Mevcut işgücü potansiyelimizi üretim kapasitemizi arttırmak adına en verimli şekilde istihdam edeceğiz ve işgücümüzü girişimci ruhuyla geliştirmek için yatırımlar yapacağız.

İş güvenliği ve sağlığı sistemini işlevsel hale getireceğiz. Sisteme kağıt üzerinde formalite ve maliyet odaklı bakış açısı yerine sistemin çalışanların en doğal hakkı anlayışını hâkim kılarak çalışanların her anlamda güvenliğini garanti altına alacağız.

Meslek standartlarını yeni neslin beklentileri ve teknolojinin gerektirdikleri doğrultusunda dinamik bir yapıya ayak uydurabilecek tarzda yeniden oluşturacağız ve meslek kültürünü ve dayanışmasını güçlendireceğiz. Meslek birlikleri ve odaların sorumluluklarını ve buna bağlı olarak denetimlerini ve hesap verebilirliklerini arttıracağız. Ömür boyu oda başkanlığı ve sendika başkanlığı sultasına son vereceğiz.

Kamu ve işçi sendikacılığını çalışanların menfaatlerini ve sunulan hizmetlerin kalitesini arttırabilecek yapıda şeffaf ve yaygın hale getireceğiz.

Türkiye’de çalışanların yaklaşık dörtte biri asgari ücretle geçinmektedir. Asgari ücretin hesaplanmasında, çalışanların haklarının tam olarak verilebilmesi için enflasyon oranında artışa ilave olarak ülke ekonomisinin büyüme oranı kadar ek artış yapılması yani Türkiye ekonomisinin büyümesiyle oluşan refah payının asgari ücretliye de adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayacağız.

Yeniden Refah iktidarında, maaşları baskılayan, emek sahiplerinin hakkını vermeyen ve emekçileri borca esir eden bu yanlış ücret politikasını değiştireceğiz. Herkesin insanlık onuruna yakışır bir ücret almasını temin edeceğiz. Hiçbir geliri ve varlığı olmayan vatandaşlara asgari ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde katkı sağlayacağız. Ücret artışlarını enflasyon ve refah payı göz önünde bulundurularak planlayacağız. Sadece yılbaşından yılbaşına değil, yıl içerisindeki enflasyona bağlı satın alma kayıplarını telafi edecek bir sistemi uygulamaya alacağız.

Artan refahın toplumun her kesimine adil bir şekilde dağıtılması için gerekli tüm önlemleri alacak, yasal düzenlemeleri yapacağız. Gelir dağılımında üretim faktörleri, bireyler ve bölgeler arasında adaleti sağlanmak, milli geliri reel olarak artırmak ve vatandaşlarımıza gerçek manada yansıtmak için her türlü tedbiri alacağız. 

Emeğiyle geçinen isçi, memur ve emekli gelirleri üzerinden alınan vergileri kaldıracağız.

Yeniden Refah Partisi iktidarında, herkesin isteyerek çalıştığı saygın bir işi, herkesin insanlık onuruna yakışır bir ücreti olacak ve herkes emeğinin karşılığını tam olarak alacaktır. Her türlü ekonomik sömürü ortadan kaldırılacak, emek harcamadan kazanç yolları kapatılacak ve nimet-külfet dengesi sağlanarak anayasal güvence altına alınacaktır. Hiç kimse emeğiyle hak ettiğinden bir kuruş fazla veya bir kuruş eksik almayacaktır.

Yeniden Refah iktidarında, Türkiye ekonomisi planlı ve programlı işleyecek, borçlanmadan üreterek büyüyecek ve yüksek teknoloji ihracatıyla zenginleşecektir. Klasikleşmiş, hiçbir bağlayıcılığı olmayan ve verimsiz kalkınma planları hazırlamak yerine, küresel gelişme ve eğilimleri yerinde takip edecek ülkemizin özelliklerine uyumlu şekilde sentezleyecek ana strateji belgeleri ve buna bağlı uygulama planları hazırlayacağız. Amacı, hedefleri, çıktıları ve başarı kriterleri baştan bilimsel olarak belirlenmiş ve sonuç değerlendirmesini sürecin en önemli bileşeni haline getiren planlamalar yapacağız. Bu doğrultuda “Gelecek Planlama Kurumu”nu kuracağız.

Yeniden Refah iktidarında, Türkiye ekonomisi planlı ve programlı işleyecek, borçlanmadan üreterek büyüyecek ve yüksek teknoloji ihracatıyla zenginleşecektir. Borçlanmanın her türlüsünü kontrol altına alacak ve bütçe disiplini veya mali kuralın ötesinde Merkezi ve Yerel yönetimlere denk bütçe yapma zorunluluğunu getireceğiz.

Yeniden Refah iktidarında, Türkiye ekonomisi planlı ve programlı işleyecek, borçlanmadan üreterek büyüyecek ve yüksek teknoloji ihracatıyla zenginleşecektir. Kendi kaynakları ile yatırım yapabilen, ithalata bağlı kalmadan yetişmiş insan gücüyle katma değerli üretim yapabilen, dış ticaret fazlası veren güçlü bir reel ekonomi inşa edeceğiz.

Yeniden Refah iktidarında, Türkiye ekonomisi planlı ve programlı işleyecek, borçlanmadan üreterek büyüyecek ve yüksek teknoloji ihracatıyla zenginleşecektir. Başta ara mallar ve yatırım malları olmak üzere bütün ithal ürünleri ikame edici üretim modelleri öncelikli olarak teşvik edilerek desteklenecektir. İhracatı kolaylaştırmaya ve teşvik etmeye yönelik her türlü tedbir alınacak, gereksiz formaliteler ve istisnalar ortadan kaldırılarak mevzuat bütüncül bir yaklaşımla yerli üretimin artmasını sağlayacak şekilde yeniden hazırlanacaktır. Bu kapsamda girişimcilerimizin yüksek katma değerli üretimi ve ihracatı arttırıcı faaliyetleri faizsiz kredi imkânları ile desteklenecektir. Artan ihracat ve ikame edilen ithalat ile dış ticaret fazlası sağlanacaktır.

Devlet olarak yüksek teknoloji üretimine doğrudan yatırım yaparak ve özel sektörü yüksek teknoloji ürünleri imalatına teşvik edeceğiz. Hibe kültürüne dayalı, sadece belirli bir kesime fon aktarımı şeklinde işleyen verimsiz ve son mamul üretemeyen teşvik ve destek sistemi, veriye dayalı analizler ile yeniden oluşturulacaktır. Bütün kaynaklar yüksek katma değerli mal ve hizmetlerin üretiminde, nitelikli istihdamın ve yüksek teknoloji ihracatının desteklenmesinde kullanılacaktır.

Güçlü ve istikrarlı Türk Lirasının sağlıklı bir ekonomi için hayati önem taşıdığı yaşadığımız son gelişmelerden net ve tartışmasız olarak ortaya çıkmıştır. Borca dayalı mevcut para sistemi yapısı gereği sermaye açığı bulunan gelişmekte olan ülkelerin para birimlerini zayıflatmakta ve istikrarsızlaştırmaktadır. Para ile reel değerler arasındaki dengeyi istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde sağlayabilecek yeni bir parasal sistem kurulması kaçınılmaz bir zaruret haline gelmiştir. Mevcut para sisteminin yol açtığı karşılıksız para piyasaya arz edilmeyecektir. Enflasyonla mücadele para politikasının asıl amacı ve sürdürülebilir büyümenin yapı taşı haline getirilecektir. Enflasyonun ücretler üzerindeki olumsuz etkisini, sadece yılbaşından yılbaşına değil yıl içerisinde sebep olduğu satın alma kayıplarını da telafi edecek bir uygulama ile düzelteceğiz.

Salt parasal veya finansal politikalar veya araçlar ile kalıcı olarak Türk Lirasının güçlü ve istikrarlı kılınmasının mümkün olmadığının bilincindeyiz. Kendi kaynakları ile yatırım yapabilen, ithalata bağlı kalmadan yetişmiş insan gücüyle katma değerli üretim yapabilen ve dış ticaret fazlası veren güçlü bir reel ekonomi için gerekli yapısal reformları süratle hayata geçireceğiz. Böylece, doğru yönetilen Türk Lirası ile üretime dönük yerli ve yabancı yatırımcının ihtiyaç duyduğu güven ortamını sağlamış olacağız.

Gerçek kalkınma ve ilerleme için, sömürge tipi sanayi faaliyetleri yerine, bütünleşmiş yapıda olan ve gerçek sanayi hamlelerini tercih edeceğiz. Yatırım, üretim ve sanayileşmeyi engelleyen bütün mali ve idari düzenlemeleri ortadan kaldıracak, sanayileşmeyi ve teknolojik ilerlemeyi koruyup geliştirmek için gerekli zihniyet, mevzuat ve idari yapı değişikliğinin gerçekleşmesini sağlayacağız. Yurt sathında ağır sanayinin temel hammaddesi olan yassı çelik üretiminin arttırılmasına, ağır sanayi için son derece önemli olan ara mallarını üretecek sanayinin kurulmasına önemli teşvikler ve destekler vereceğiz. Ekonomik faaliyetlerin temel taşlarından KOBİ’lerimizi, yeterli ölçüde, şeffaf, adil, kolay ve süratli bir şekilde destekleyecek, bu alandaki bürokratik süreçleri sadeleştireceğiz.
Ülkemizde bulunan 300'den fazla OSB, 1000'e yakın Sanayi Sitesi, 80'e yakın teknopark ve hiç işletilemeyen Endüstri Bölgelerinin daha etkili ve verimli şekilde çalışmalarını sağlamak için her türlü desteği vereceğiz. Yüksek teknoloji üretimini desteklemek için teknoparklar, gerekli kriterleri sağlayan OSB'ler ve endüstri bölgelerini “Yüksek Teknoloji Gelişim Bölgeleri” olarak yeniden yapılandıracağız. Ayrıca Yüksek Teknoloji Gelişim Bölgesi sınıfına giremeyecek OSB'ler ile sanayi sitelerini “Ekonomik Gelişim Bölgeleri” olarak yeniden teşkilatlandıracağız.

Yurt genelinde kurulacak sanayi ve teknoloji tesislerinin konumlarını belirlerken, bölgelerin ihtiyaçlarını ve ekonomik etütlerini göz önünde bulunduracağız. Devlet öncülüğünde kurulacak bu tesislere, bölgedeki özel sektör firmaları ve bu tesislerde çalışanların ortak olmasını teşvik edeceğiz.