• Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yeniden Refah Partisi (YRP)

Yeniden Refah Partisi (YRP) - Eğitim ve Öğretim Vaatleri - 2023

Yeniden Refah Partisi (YRP) - Eğitim ve Öğretim Vaatleri - 2023

Bu başlıkta Yeniden Refah Partisi’nin, Milli Eğitim Politikamız ve Yükseköğrenim Politikamız başlıklarında verdikleri vaatleri yansıtmaktadır.

MİLLİ EĞİTİM POLİTİKAMIZ

“Bir ülkenin asıl zenginliği, tankı, topu, tüfeği ve ekonomik gücü değil; imanlı, inançlı ve ilim sahibi evlatlarıdır.”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
 
Eğitim ve öğretim sistemi içerisinde sayıları 27 milyonu bulan okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerimiz ile 1,5 milyonun üzerindeki eğitimcimiz, akademisyenimiz ve idari personelimiz bulunmaktadır. Bu rakamlar göstermektedir ki ülke olarak en büyük zenginliğimiz genç ve dinamik nüfusumuz, evlatlarımızdır.
Bu sebeple, önce ahlak ve maneviyat ilkesini gerçek anlamda özümseyerek gençlerimizi, yeni nesillerimizi hidayet ve ilmi kendi bünyelerinde birleştirebilen, vatan sevgisine ve tarih şuuruna sahip, ahlaki değerleri yüksek nesiller olarak yetiştirebilmemiz gerekmektedir. Bu özelliklerden bir tanesinin eksik olduğu nesiller yetişmesi halinde, ülkemize yarardan çok zarar geleceğini yakın tarihimizde örnekleriyle ve acı tecrübeleriyle hep birlikte müşahede ettik.
Eğitim ve Öğretim sistemimizde öncelikli olarak yapılmasını gerekli gördüğümüz uygulamalar Milli Eğitim ve Yükseköğretim sistemlerinin paydaşlarının hizmet ve çalışma koşullarının maddi ve manevi olarak iyileştirilmesine dönük olmalıdır. Bu nedenle öncelikli olarak, gerek öğrencilerimizin gerekse öğretmenlerimizin öncelikli olarak çözüme kavuşturulması gereken meselelerine odaklanacağız.
Yeniden Refah iktidarında, Milli Eğitimde atacağımız ikinci adım ise ahlak ve maneviyatı önceleyen bir Milli Eğitim Sistemi ve Müfredatı oluşturmaktır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerçek anlamda millileştirilmesi amacı ile Fulbright-Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu faaliyetlerini sonlandıracağız. Yerli kaynaklarımıza ve milli kültürümüze yönelmeyi pekiştirmek amacıyla, Milli Eğitim Şuralarını düzenli hale getirecek ve Şura Kararlarının uygulanması ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığımızın çalışma yapmasını sağlayacağız. Okul öncesi eğitiminden üniversite lisans eğitiminin sonuna kadar, öğrencilerimize değerler eğitimi vereceğiz.
Verdiğimiz sözlerden de anlaşılacağı üzere “yenilenme ve ümitlenme” dönemi olarak nitelendirdiğimiz bu dönemin ardından, “ayağa kalkma ve başlama” dönemine geçeceğiz inşallah. Yeniden Refah iktidarımızda, yenilenme ve ümitlenme dönemini tamamlayıp; öğretmenlerimizin haklarını teslim ettikten, mesleğin itibarını koruma altına aldıktan, birlikte oluşturduğumuz yeni eğitim sisteminden ve müfredattan sonra, öğrencilerimizin eğitim ve öğretimle ilgili temel sorunlarını çözdükten sonra, diğer bir ifade ile kaliteli ve istikrarlı bir Milli Eğitim Sistemini ihdas ettikten sonra diyeceğiz ki “Saygıdeğer Öğretmenlerimiz, Kıymetli Öğrencilerimiz, Buyrun Başlıyoruz”.
Bu adımlarımızla, öğretmenlerimizi sadece öğreten olmaktan kurtaracak, onlara birer muallim bakış açısı aşılayan, keşfeden, yetiştiren ve aydınlatan bir konuma getireceğiz. Bu yeni konumlarıyla öğretmenlerimiz de öğrencilerini ilmi ve irfanı talep eden, tarihini özümsemiş ve günümüz meselelerine duyarlılığı yüksek olan, soru sorabilen, sorduğu sorunun cevapları peşinde kararlı olarak gidebilen, ilgi alanına giren bir meseleyi dert edinerek ülkesine ve tüm insanlığa bu uğurda hizmet etmeyi amaç edinmiş feraset sahibi bireyler olarak yetiştireceklerdir.
Nitekim bu yeni yapıdan yetişen gençlerimiz Yeniden Büyük Türkiye’nin kuruluş mimarları olacak, ülkemizi ilim, fen ve teknolojide yücelterek, ürettiği katma değeri hem ülkesine hem insanlığa kazandıran bireyler olacaklardır. Yeniden Refah Partisi iktidarında en önemli yatırımı, bugünümüzü ve geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımıza ve gençlerimize olan yatırımlar olarak görüyoruz. Bu amaçla yetiştikleri okul ve üniversite müfredatlarının ülkemizin geleceğinin öncelikli belirleyicilerinden olacağını çok iyi biliyoruz.
Yeniden Refah iktidarında, tek bir program üzerinden eğitim veren ve bu süreç boyunca alternatif nitelikteki eğitim programlarına devam etme olanağı sunmayan okullaşma sisteminden vazgeçeceğiz. Aynı çeşitliliğin mesleki ve teknik eğitimde de olmasını sağlamak üzere Öğretmen Lisesi, Kız Meslek Lisesi, Ticaret Lisesi, Spor Meslek Lisesi gibi mesleki eğitim veren okulların yeniden açılmasını sağlayacağız. Bu gençlerimizin istemeleri halinde, meslek sahibi oldukları alanlarda üniversite okumalarını teşvik edeceğiz.
Eğitim sisteminin “2 yıl okul öncesi + 4 yıl ilkokul + 3 yıl ortaokul + 3 yıl lise” olmak üzere yeniden yapılandıracağız. Mesleki ve teknik eğitimi güçlendireceğiz. Planlama yaparak meslek edindirme okullarındaki programların ve müfredatlarının ülkemiz ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesini sağlayacağız. Okullarımızda verilen dil eğitimi geliştireceğiz. Her öğrencinin en az bir dili başarılı bir şekilde öğrenebilmesini sağlayacağız. 
Okul öncesi eğitim dönemi, çocukların ilkokula hazırlandığı, ihtiyaç duyacakları temel bilgilerin oyun olarak basitçe öğretildiği bir dönem olacaktır. Çocuklarımıza milli ve manevi değerlerimizin erken yaşta kazandırılması da okul öncesi eğitimin temel amaçlarından olacaktır. Bu okullarda, toplumun örf ve adetlerine uygun, ortak değerlerimizin öğretildiği yeni bir program uygulanacaktır. Bu eğitim dönemi mecburi olmayacak, ancak devlet bu konuda ailelere yardımcı olmak için her türlü tedbiri alacak ve destekleyecektir.
0-5 yaş grubu çocuklarımızın bu dönemde özellikle annesi ile olmak üzere ailesiyle bağlarının güçlendirilmesi amacıyla annelere yerinde eğitim verilecek ve çocuk bakım maaşı bağlanacaktır. Bu imkâna rağmen çalışma hayatına devam etmek isteyen anneler çocuklarını MEB tarafından denetlenen okul öncesi eğitim kurumlarına gönderebilecektir.
Üstün yeteneklilere yönelik okulların sayısını artırarak, cevher olan üstün yetenekli öğrencileri zamanında tespit edecek, daha üstün ve farklı müfredatlardan geçirilmesi sağlanacak, bu çocuklarımızın yabancı ülkeler tarafından sahiplenilmesinin önüne geçmiş olacağız.
Özel eğitime ve rehabilitasyona ihtiyacı olan evlatlarımızın, haftalık ders saatlerinin artırılmasını sağlayacak, eğitime erişim hakkına ilişkin toplumsal farkındalık çalışmalarını yaygınlaştıracak ve ayrımcılığa karşı gerekli önlemleri alacağız.
İlköğretim ve ortaöğretimde milli ve manevi değerlerimizi önceleyen bir müfredatı getireceğiz. Bu dönemin özellikle mesleki eğilimlerin belirleneceği bir dönem olmasını sağlayacağız. İktidarımızda ortaokullardan itibaren meslek eğitimini başlatacağız. Belirlemiş olduğumuz sisteme uyum sağlayıp, farklı becerilere sahip olduğu belirlenen öğrencilerimizin, kendilerine uygun olan mesleki ve teknik eğitime yönlendirilmeleri sağlanacaktır.
Ortaöğretime geçiş ve üniversiteye giriş sınavları, öğrencinin neyi bildiğini, ne konuda eksik olduğunu ölçen sınavlar değil, öğrencinin hangi alana yatkın olduğunu, hangi alanda başarılı olduğunu ölçen sınavlar olacaktır. Bu sınavların sonucunda, öğrencilerimiz en başarılı oldukları alanlara yönlendirilecektir.. Üniversiteye giriş için farklı ders alanlarında ve yıl içerisinde birkaç defa uygulanan bu sınavların uygulamaya yönelik olması veya açık uçlu sorular içermesi sağlanacaktır.
Okullarda başarı değerlendirme sistemi not odaklı değil, ürün odaklı olacaktır. Öğrenciler hayatın her alanında yenilikler yapmak, teknoloji üretmek, sanat eserleri ortaya koymak için çalışmalar yapacak ve bu amaçlara uygun sınavlara gireceklerdir. Gençlerimiz ezberledikleri bilgi miktarına ve sınavlardan aldıkları notlara göre değil, o dersin bilgilerini kullanarak bir eser üretip üretmediklerine göre değerlendirileceklerdir. Böylece çocuklarımız ve gençlerimiz derslerine sınavdan geçmek için değil, kendilerine ait olan ve gerçek hayatta sorun çözen projeleri ve eserleri üretmek için çalışacaklardır. Yeni Milli Eğitim Sistemiyle çocuklarımızın ve gençlerimizin büyük hedeflere ulaşmaları için onlara her türlü desteği vereceğiz.
Öğrencilerimizi bilim ve teknoloji ile deneyim yoluyla tanıştırmak, ilgi alanlarını çeşitlendirmek, bilimsel bakış açısı kazandırmak için bölgesel ve yerel nitelikli bilim ve doğa merkezlerini yaygınlaştıracak ve deneyim programları geliştireceğiz.
Kırsal alandaki çocuklar başta olmak üzere öğrencilerin kültürel gelişimleri için tiyatro, sergi, müze gezisi ve benzeri kültürel faaliyetler kapsamında etkinlikler yapılacak, gezici tiyatro ve sergiler ücretsiz olarak düzenlenecektir.
Eğitimde en temel prensiplerimizden bir tanesi de anayasamızda devlete bir görev olarak verilmiş olan bireylerin manevi mutluluğunu geliştirme vazifesinin devlet tarafından etkin şekilde yerine getirilmesi suretiyle yeni nesillerimizin ahlak ve fazilet bakımından üst düzeyde yetiştirilmesidir. Yeni nesillerimizin dini ve ahlaki hasletlerle donanması, helal ve haram bilincine sahip şuurlu bireyler olarak yetişmeleri için gerekli her türlü tedbir alınacak, eğitim politikamızda ve geliştireceğimiz yeni müfredatta ‘önce ahlak ve maneviyat’, ‘irade yönetimi’ ve ‘hakkı üstün tutma’ prensipleri hâkim olacaktır.
Gençlerimiz için istikrarlı ve günümüz gerçeklerine cevap veren, lise dönemi sonunda onu en az bir meslek sahibi yapacak olan yeni bir müfredat oluşturacağız. Memleketimizin bir gencini dahi kaybetme, eğitimsiz bırakma lüksümüzün bulunmadığı bilinci ile geliştireceğimiz müfredatın temelinde imanlı, inançlı ve ilim sahibi olan, vatan sevgisine ve tarih şuuruna sahip ahlaki değerleri yüksek nesiller yetiştirmeye yönelik ilkeler yer alacaktır.
Yeni Milli Eğitim Sistemimizde ülke ve dünya gerçeklerini göz önünde bulundurarak, her genç evladımızın geleceğe güvenle bakabileceği bir meslek-zanaat-sanat sahibi olmasını sağlayacağız. Üniversiteden mezun olan tek bir gencimiz dahi işsiz kalmayacak, üniversite diploması 'işsizlik sertifikası' olmaktan kurtarılacaktır. Bu amaçla uygulamalı eğitim ve staj gibi uygulamalar, kamu destekli ve zorunlu hale getirilerek, erken dönemde teorik bilgi ile uygulamaya dayalı bilginin birlikteliği sağlanacaktır. Tüm öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerinin öğretmenlerimi ve velilerimiz tarafından düzenli olarak takip edilebileceği Öğrenci Takip Sistemini oluşturacağız.
Okullarımızın mali yükünü velilerimizin sırtından tamamen alacağız. Devlet okullarının tamamında ücretsiz yemek uygulamasına geçeceğiz.
Yeniden Refah iktidarında öğretmenlerimiz özlük haklarına kavuşmuş olacaktır. Öğretmenlik mesleğini stratejik meslekler kapsamına alarak, mesleğin itibarını ve önemini artıracağız.
Mevcut Milli Eğitim Sistemin öğretmenlerimizle ilgili başlıca dört sorununu çözmeden öğretmenlerimiz mutlu ve huzurlu olarak hizmet veremeyeceklerinin farkındayız. Bu sorunlar;
1- Sistemde istikrarsızlık sorunu: Sürekli değişen bir sistemde, öğretmenlerimizin kendilerini ve öğrencilerini sisteme adapte etmeleri, etkin ve verimli çalışmaları mümkün değildir. Yeniden Refah iktidarında, eğitim sisteminin tüm tarafları ile aynı masada oturarak düzenlemeler yapacak ve istikrarsızlığa son vereceğiz. Bu bağlamda öğretmenlerimizin okutmak istedikleri MEB tarafından sağlanan ücretsiz ders kitaplarını kendilerinin belirlemesini sağlayan bir sistem getireceğiz.
Okul müdür ve müdür yardımcılarının atama, görevde yükselme ve görevden alma usul ve esaslarında adalet ve liyakate dayalı yeni düzenlemeler yapağız. Tüm bölgelerimizde öğretmen, kurum ve müfredat açısından standardizasyonu sağlayacağız.
2- Ekonomik bunalım sorunu: Aldığı maaşla geçinemeyen, hatta ek işler yapmak durumunda bırakılan bir eğitimci, verdiği hizmet odaklanamaz. Yeniden Refah iktidarında, tüm memurlarımıza olduğu gibi kıymetli eğitimcilerimize de %150 oranında zam vereceğiz. Kamuda çalışan öğretmenlerimizin, her eğitim ve öğretim yılı başında aldıkları eğitim ve öğretime hazırlık ödeneğini bir asgari ücret tutarına yükselteceğiz.
Özel okullarda çalışan tüm öğretmenlerimizi Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamına tam kapsamlı olarak alacağız. Özel okullarda çalışan öğretmenlerimize taban maaş uygulamasını getirerek, hem kamuda hem özel okullarda öğretmenlerimizi, öğretmenlik mesleğine yakışan bir gelir seviyesine yükselteceğiz. Bu süreci destelemek amacıyla özel okullara, yeniden yapılanmaları ve kurumsallaşmaları için maddi destek ve teşvik paketleri düzenleyeceğiz.
3- Ailenin bütünlüğü sorunu: Mevcut sistemde, çok sayıda eşi başka ilde kendisi başka ilde görev yapan öğretmenlerimiz, evladı başka ilde kendisi gurbette öğretmenlerimiz bulunmaktadır. Yeniden Refah iktidarında, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yapacak olduğumuz düzenlemeler kapsamında, tüm eğitimcilerimizin aile bütünlüğünü sağlayacak adımları atarak, aile bütünlüğünü teminat altına alacak, bu sorunu bir daha ortaya çıkmayacak bir anlayışla çözeceğiz.
4- Hak, Adalet ve Meslek itibarının sağlanamaması sorunu: Bu sorun giderilmedikçe, öğretmenlerimizin temel sorunlarının çözümü asla mümkün değildir. Yeniden Refah Partimizin kurulduğu günden itibaren öncelikli vaatleri arasında bulunan Hak ve İtibarı Önceleyen, Öğretmenlik Mesleğini Stratejik Meslekler Kategorisine alan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu iktidarımızda çıkaracağız. İktidarımızda yapacağımız düzenlemeler ile atama/tayin sistemini de düzelteceğiz. Öğretmenlerimizin Ehliyete ve Liyakate Dayalı, Denetlenebilir, Tarafsız ve Şeffaf bir atama/tayin sistemini tesis edeceğiz. Mülakat ile kamuya öğretmen alma uygulamasına son verecek, mülakatlardaki başarı sıralamasını dikkate alarak atamaları yapacak, böylece ehliyet ve liyakat sahibi vatandaşlarımızın kamu görevlisi olmaları sağlanacaktır.
Yeniden Refah iktidarında, ataması yapılmayan öğretmenlerimizin sorunlarını da çözeceğiz. Öğretmenin itibarını ve saygınlığını artırmak için, hakkını verebilmek için, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasını terk ederek, kadrolu öğretmen uygulamasına geçeceğiz. Kamunun ihtiyacı olan 150 bin öğretmen açığının, atamalar yoluyla kapatılması için bir atama planı ortaya koyacağız.
7 Kasım 2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen, “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 1. Maddesi kapsamında 2020 yılı itibarıyla karma atama uygulamasına son verildiği halde, ilgili Yönetmelik’e aykırı olarak yapılan Karma Atama sonucunda hak mağduriyetine uğrayan 2020 KPSS Öğretmenlerinin mağduriyetini, 2023 yılında yapılacak atamaya ek 15 bin kontenjan vermek suretiyle çözüme kavuşturacağız.
Evlatlarımıza, ailelerinden sonra, “dört helalin, beş haramdan büyük olduğu” şiarımız ile ilk defa tanıştıran, ancak mevsimlik işçi gibi istihdam olunan Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerimize daimi kadro vereceğiz. Mevcut durumda çalışma şartlarını sağlayan tüm öğreticilerimizi, ek bir sınava veya bürokratik işleme tabi olmadan kadrolu hale getireceğiz. Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerimiz, kadro haklarına kavuşmalarıyla birlikte, eşit işe eşit ücret ilkesine göre maaş, sigorta prim günü ve özlük haklarından yararlandırılacaktır. 12 ay ilkesine göre sürdürülecek olan Kur’an-ı Kerim kurslarında Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerimizden azami ölçüde yararlanılacaktır.
“Önce Ahlak ve Maneviyat” şiarımız gereği, okullarda okutulan İslâm Dinimizle ilgili seçmeli dersleri, zorunlu ders haline getireceğiz. Bu amaçla, MEB’e bağlı okullarda önemli düzeyde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ihtiyacı oluşacaktır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerimizin gelecek KPSS öğretmen atamalarındaki kontenjanlarını, kamudaki ihtiyacın (açık oranın) en az %70’ini karşılayacak şekilde belirleyeceğiz.
Kamuya, Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) bölümü mezunu uzmanlardan önemli düzeyde atama yapılacaktır. PDR uzmanlarımızı, “her okulda en az bir PDR uzmanı olması” hedefimiz doğrultusunda öncelikli olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda ve üniversitelerde istihdam edeceğiz. Ayrıca PDR uzmanlarımızı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ile Adalet Bakanlığı’na bağlı hizmet birimlerinde ve yeni kurulacak Gençlik Bakanlığı’na bağlı ihdas edilecek Gençlik İletişim Merkezleri’nde istihdam edeceğiz. Bu amaçlar doğrultusunda önemli düzeyde PDR uzmanının kısa sürede kamuya atanması için planlama yapacağız.  
Ayrıca milletimizin eğitiminin sürekli hale getirilmesinde önemli bir konumda olan Halk Eğitim Merkezleri’ndeki usta öğreticilerimizin kadro ve özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapacağız.
Yeni Milli Eğitim Sistemimiz ve yapacağımız düzenlemelerle birlikte;
·        Anaokulundan lise son sınıfa kadar ahlaki değerleri yüksek, tarih bilincine sahip, bilim ve teknolojiyle donatılmış nesiller yetiştireceğiz.
·        Okuduğunu, dinlediğini sorgulayan, talep eden, şuur, feraset ve dirayet sahibi nesiller yetiştireceğiz.
·        Taklit eden ve kopyalayan değil, yenilikçi ve icatçı nesiller yetiştireceğiz.
·        Lise son sınıfa geldiğinde, elinde mutlaka bir mesleği olan, kendine güveni olan nesiller yetiştireceğiz.
·        Uyuşturucu ve madde bağımlılığından, deizm, ateizm, eşcinsellik gibi sapkınlıklardan uzak bir nesil yetiştireceğiz.
·        Sadece 85 milyon Türkiye nüfusuna değil, tüm İslâm âlemine ve 8 milyar insanlığa faydalı olabilecek nesiller yetiştireceğiz.

YÜKSEKÖĞRETİM POLİTİKAMIZ

Ülkemizde 129’u Devlet, 79’u Vakıf olmak üzere 208 üniversite bulunmaktadır. Sanayi ve teknoloji alanında gelişme göstermiş bazı ülkelerin üniversite sayısından daha fazla üniversitemiz bulunmaktadır. Örneğin; Kanada’da 100, Almanya’da 63, Fransa’da 85, İtalya’da 91 üniversite bulunmaktadır. 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de bin kişiden 95’i üniversite öğrencisidir. Türkiye bu alanda Avrupa’nın önde gelen ülkelerini açık farkla geride bırakmaktadır. Örneğin; Almanya ve Fransa’da bin kişiye düşen üniversite öğrencisi sayısı 40 dolayındadır. Bu oran İngiltere’de 39; Avrupa Birliği’nde (AB) ise 38’dir. Siz bu kadar genci üniversite okumaya yönlendirirseniz, bunlara yönelik kamu ve özel sektörde iş olanakları bulmanız gerekir. Ancak ülkemizde üniversite diploması olduğu halde istihdam olanağı bulamayan önemli bir kesim bulunmaktadır. Gençlerimizin meslek edinmesi için çözüm üniversite sayısını artırmak değildir. Birçok gelişmiş ülke, ülkemizden çok az sayıda üniversite ile ekonomik gelişimini, sanayileşme sürecini tamamlayabilmiştir. Gelişmiş olan bu ülkeleri incelediğimizde, yeni üniversiteler açmak yerine, yatırımlarını mesleki ve teknik eğitime yönlendirdiklerini görmekteyiz.
Yeniden Refah iktidarında hem üniversiteleri gerçekten bilim üretir hale getirecek, hem de ortaöğretimden başlamak üzere mesleki ve teknik eğitime yöneleceğiz. Bu amaçla üniversitelerde meslek derslerinin devamı niteliğinde Teknoloji Fakültelerinin ve Devlet Planlama Teşkilatı’na benzer bir işlevi eğitim-öğretim için gerçekleştirecek bir mesleki planlama teşkilatı kuracağız. Bu teşkilatın üniversitelerdeki bölüm kontenjanlarını belirlemek başta olmak üzere, ortaokul ve liselerdeki mesleki eğitim planlamasını yapmasını sağlayacağız. Ülkemiz ve dünya gerçeklerine göre üniversitelerimizde bölümlerini revize edecek ve ihtiyaç planlaması çerçevesinde öğrenci kontenjanlarını yeniden belirleyeceğiz. Ayrıca öğretim üyeleri ile öğrencilerin birlikte çalışma olanaklarının artırmak, stajları zorunlu hale getirmek, staj maliyetlerinin kamu finansmanı ile desteklenmesi gibi uygulamaları geliştirerek ve yaygınlaştırarak üniversiteli geçlerimizin daha kaliteli bir öğrenim görmesini sağlayacak ve iş hayatı ile daha genç yaşta buluşmalarının önünü açacağız. Üniversite öğrencilerinin öğrenim imkânları ile burs ve barınma desteklerinde artış yapacağız.
Üniversitesini birincilikle bitiren öğrencilerimizi sadece bir plaketle uğurlama uygulamasından vazgeçeceğiz. Üniversitesini birincilikle tamamlayan her öğrencimizi, mezun olduğu bölüm veya dengi bir bölümde araştırma görevlisi olma hakkını vererek ödüllendireceğiz.
Üniversiteler hem mezun ettikleri öğrencileriyle hem de bünyelerindeki bilim adamları ile bilim üreterek ülke ihtiyaçlarını karşılama fonksiyonunu yerine getirmesi gereken kurumlardır. Ancak bilimsel faaliyetler ve bilimsel çıktılar açısından üniversitelerimizin eksikliklerinin olduğunu görmekteyiz. 
Üniversitelerimizin hem sosyal bilimler, hem de fen ve mühendislik alanlarında toplumumuza çözüm ve değer üretmek üzere yapılandırılmasını sağlayacağız. Bu amaçla üniversite-sanayi işbirliği, üniversite-sivil toplum işbirliği temelli projelerin geliştirilmesini ve yaygınlaştırılmasını destekleyeceğiz.
Üniversitelerin özgür düşüncenin merkezleri olduğunun bilinci ile daha bağımsız hale getirilmesi için YÖK’ün kapatılması da dahil olmak üzere birçok seçeneği, iktidarımızda sizlerle birlikte değerlendireceğiz ve uygulamaya geçireceğiz. YÖK, ülkemizde 12 Eylül darbesi ve 1982 Anayasası ile anılması, ayrıca anti-demokratik uygulamalarıyla bilinen bir kurum olması nedeniyle her dönem tartışma konusu olmuş bir kurumdur. Üniversitelerin merkeziyetçi bir anlayışla yönetilmesi elbette uygun görülemez. Bu nedenle yeni bir yasa hazırlayarak, YÖK’ü adeta kapatmak anlamına gelecek bir dizi adım atacağımızı ifade etmek istiyoruz. YÖK Kanunu yeniden düzenlenecek ve YÖK’ün yetkilerini önemli ölçüde daraltacağız. YÖK’ü yurtiçinde ve yurtdışında üniversiteler arası akademik ve bürokratik iletişimi sağlayan bir büro haline getireceğiz. YÖK’e yurtdışı eğitim-öğretim anlaşmalarına aracılık etme görevi verilerek, üniversiteler tarafından yurtdışında lisans ve lisansüstü öğrenim görmek üzere seçilen bursiyerlere destek olunmasını sağlayacağız.
Diğer bir ifadeyle YÖK, bir ajans, bir büro gibi hizmet verecektir. Görevleri arasında; yabancı üniversiteler ile ilişkiler, ortak projelerde üniversiteler arasında koordinasyonun sağlanması, diploma denklik süreçlerini yönetme, yurtdışına gönderilecek araştırma görevlilerinin belirlenmesinde üniversitelerle birlikte çalışma, yurtdışındaki üniversitelerle eğitim-öğretim anlaşmaları yapma gibi temel görevleri olan bir ajans, bir büro haline getireceğiz.
Bu yeni yapılandırmayla birlikte, üniversitelerin bilimsel çalışmalarını artırmak üzere adem-i merkeziyetçi bir yapıda olmaları sağlanacaktır. Yeni sistemde YÖK’ten alınan yetkiyi, rektörler ve senatolar arasında orantılı olarak paylaştıracağız. Bu nedenle rektörlerin, dekanların ve çeşitli üst düzey yöneticilerin bu görevlerde yer alabilmeleri için bilimsel ehliyete ve liyakate dayalı yeni bir atama sistemini tesis edeceğiz.
Yurtdışına lisansüstü eğitim için gönderilen öğrencilerin, yurda dönüşlerinde istihdam edilmeleri ve nitelikli araştırmalar yapabilmeleri için bağımsız araştırma enstitülerini kuracağız. Kurulacak bu enstitülere atanma şartlarını sağlayan öğrencilerin yurda dönüşlerinde görevlendirmelerini yapacağız. Atanma şartlarını sağlayamayanları ise mecburi hizmetlerini ifa etmek üzere önceden belirlenen üniversitelere yönlendireceğiz.
Yalnızca lisansüstü eğitimlerin verileceği ve yüksek katma değerli alanlarla araştırma projelerinin yapılacağı bu enstitülerde, üniversite-sanayi-sivil toplum işbirlikleri yapılacaktır. Başlangıçta seçilecek üç sanayileşmiş ilde Kuracağımız bu enstitüler, kamu üniversitelerine göre daha yüksek bütçeli ve daha özerk bir yapıda olacaktır. Bu enstitülerde lisans eğitimi verilmeyecek olup, akademik personelin özlük hakları ve ücretlerinin yanı sıra, yayın teşvikleri, proje destekleri, patent destekleri gibi faaliyetler üzerinden desteklenmesini sağlayacağız. Bu enstitülere alınacak personelde seçici olabilmek ve rekabeti artırabilmek amacıyla yurtdışına gönderilecek lisansüstü öğrenci sayısında artışa gideceğiz. Ayrıca rekabeti daha üst seviyelere çıkarabilmek için Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)’na, lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilen ve belirli kriterleri sağlayan araştırmacıları kendi bünyesinde istihdam etme hak ve yetkisini vereceğiz. Atama süreçleri hızlandırabilmek ve yurtdışından dönen akademisyenlerimizi hızla öğrencilerimizle buluşturmak amacıyla, yurtdışında lisans ve lisansüstü öğrenim gören öğrencilerin diploma denklik süreçlerini en fazla iki ayda tamamlayacağız.
Üniversitelerde görev yapan öğretim üye ve elemanlarının da önemli sorunlarının çözüme kavuşturulması gereklidir. Bu amaçla;
Zorunlu hizmet şartı ile yurt dışına burslu olarak eğitim almaya gönderilenler, ilgili prosedür gereği, yurda dönüşlerinde zorunlu hizmetlerini ifa etmek üzere önceden belirlenmiş olan üniversitelerde göreve başlamaları söz konusu olmaktadır. Bursiyerlerin, burs dönemleri içerisinde olmak kaydıyla, yapmış oldukları evliliklerde, zorunlu hizmetlerini aile bütünlüğünü sağlayacak şekilde yerine getirmelerini sağlayacak düzenlemeyi hayata geçireceğiz.
Akademisyenlerimizin gelir düzeylerinin artırıcı ve ekonomik açıdan özgür hale getiren düzenlemeleri yapacağız.
Akademisyenlerin aile ve sosyal yaşamlarını desteklemek ve unvanlarının karşılığı olan maddi imkânlara erişmelerini sağlamak ve mesleğe başarılı gençlerimizin mesleğe özenmelerini desteklemek üzere, tüm memurlarımıza yapılan zamlara ilave olarak maaşlarına ve ek ders ücretlerine %50 oranında ek zam yapacağız. 
Akademisyenlerimizin yurtiçi-yurtdışı bilimsel araştırma destek tutarlarında artış yapacağız.
Ülkemizin bilimsel ve teknolojik açıdan ilerlemesinin sağlanması amacıyla TÜBİTAK proje başvuru ve değerlendirme süreçlerini daha kapsayıcı ve daha objektif hale getireceğiz.
Akademisyenlerimizin, öğretmenevlerinde konaklamada %50 indirim uygulamasını getireceğiz.
Akademisyenlerimizin, her akademik yılın başında bir asgari ücret tutarında olmak üzere eğitim ve öğretime hazırlık ödeneği almalarını sağlayacağız.
Doktor öğretim üyesi akademisyenlerimizi sözleşmeli personel olmaktan kurtararak daimi kadrolara aktarımını sağlayacağız.  
Akademisyenlerimizin farklı şehirlerde lisansüstü eğitim imkânlarına kavuşmalarını sağlayacağız.
Araştırma Görevlisi ve Öğretim Görevlisi kadrolarına sınav ve atanma usul ve esasları liyakat esaslı olarak yeniden düzenleyeceğiz. Kadro ilanlarının ve atama usullerinin ehliyet ve liyakat temelli olarak belirli hale getirilmesini sağlayacağız.
Akademisyenlerimizin ders yüklerinin hafifletilmesi için gerekli planlamayı yapacağız.
Doçentlik sınavlarındaki sübjektif etik ve değerlendirme kriterlerinin somutlaştırılması gibi uygulamaları hayata geçirerek sorunları çözeceğiz. Akademik etik kurallarını ve yaptırımlarını göreceli olmaktan çıkararak net bir çerçevede tanımlayacağız.
Yurt dışındaki saygın üniversitelerde çalışan yerli ve yabancı akademisyenlerimizin ülkemizdeki üniversitelerde çalışma oranlarını artıracak, tersine beyin göçünü sürekli olarak destekleyeceğiz.